Yazıyı Meryem Coşkunca’nın sesinden dinlemek için videoyu çalıştırın…
Öncelikle Bolu Olay Gündem Gazetesi ekibinden bu yazıya bir nazar boncuğu rica ediyorum. Çünkü bu yazı gazetedeki 400. yazım oluyor. Başka bir deyişle, 400 hafta, yani 7 yıl 7 aydır, gazetenin bayram tatilleri dışında hiç ara vermeden yazıyorum. Üstelik sadece yazmakla kalmıyor, gönüllü arkadaşlarımız sayesinde yazıları herkesin anlayabilmesi için sesli hale de getiriyoruz.
Düşündüğümde, galiba gazetenin en istikrarlı yazarı ve ekibi biziz. Çevremdekiler genellikle şöyle der:
“Onur, bu hafta ne yazacaksın? Artık yazacak konu bırakmadın!”
Ben de gülümser ve “Bekleyin,” deyip bilgisayarın başına geçerim. İşte o anda bir konu bulurum. Bilmiyorum, bu bana özgü bir şey mi? İnsanları şaşırtmak, “Yapamazsın” denileni yapmak ve bu yazılarla engelleri kaldırmak benim için gerçekten çok eğlenceli.
Tabii işin bir de seslendirme tarafı var. Çünkü bizim baştan beri bir stüdyomuz olmadı. Mikrofonumuz mu? Elimizdeki cep telefonları! Hal böyle olunca her yer bizim için bir seslendirme mekanı. Aslında bu durum bizim ne kadar doğal olduğumuzu da gösteriyor. Bu doğallık, yazılara bambaşka bir hava katıyor.
Mesela bazen hatalar yapıyoruz. Ben yazım hataları yapıyorum, arkadaşlar onları seslendirirken yanlış okuyabiliyor, dil sürçmeleri oluyor. Kimi zaman uçak sesi, kimi zaman araba kornası, kedi-köpek sesleri veya kuş cıvıltıları duyulabiliyor. Hatta arkadan gelen seslere “Susun be!” diye atılan fırçalar bile kayda giriyor! Ama bu hallere gülmeyin. Çünkü biz robot değiliz; insanız. Bu yüzden de bu doğallığımız seviliyor.
Günümüzde her şey o kadar mekanikleşti ki insanlar artık eğlenerek çalışmayı unuttu. Ama unutmayın: Sorunlara karşı yapacağınız en iyi direniş gülümsemektir. Bir gülümseme bazen her engeli aşabilir. Siz hiç somurtarak sorun çözen bir insan gördünüz mü? Şimdi bazı arkadaşlar diyecek ki:
“Bizim hanımlar ağlıyor, somurtuyor; istediğini yaptırıyor!”
O dediğiniz şey geçici bir durumdan faydalanmaktır, başarı değil. Başarılı insanlar her zaman gülümser. Çünkü yaptıkları işi eğlenerek yaparlar.
Biz de ekip olarak böyleyiz. Gülerek, eğlenerek yazıyoruz. Yazılarımızla engelleri aşmayı ve insanların hayatına dokunmayı seviyoruz. Mesela bu yazılar sayesinde Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği aracılığıyla dört yıldır Anadolu’daki ihtiyaç sahibi kızlarımızın eğitimine katkı sağlıyoruz. Onlar bizim ülkemizin geleceği olan kardelenler.
Tüm bunları neden anlattığıma gelince… Ben bir engellenenim. Yürüme problemim var, heyecanlanınca konuşmakta zorlanıyorum. Hiç okula gitmedim. Her şeyi evde, deneme-yanılma yoluyla öğrendim ve kendimi geliştirdim. Hatta birçok eğitimli kişiden daha iyi bilgisayar kullanabiliyorum. Bir kitap yayınladım; ikinci kitabım da birkaç ay içinde raflarda olacak.
İnanın, her yaptığım işte “Onur, bunu yapamazsın,” diyenler oldu. Ama ben vazgeçmedim. Zor da olsa kafama koyduğumu başardım. Eğer o “yapamazsın” diyenleri dinleseydim, bunların hiçbiri olmazdı.
İyi bir örnek miyim yoksa inatçı bir baş belası mı? Takdir sizin. Ama buradan, engelleri kaldırmaya çalışan arkadaşlarıma bir mesaj vermek istiyorum:
Her yaptığınız şeyde olumsuz düşünenler olacaktır. Hatta bunlar en yakınlarınız bile olabilir. Onları sadece dinleyin, gülümseyin ve hayallerinizden vazgeçmeyin. Yaptığınız işi severek ve eğlenerek yapın. Göreceksiniz ki her anlamda daha başarılı olacak ve engelleri aşacaksınız.
Yazan: Onur Ustaoğlu – Seslendiren: Meryem Coşkunca – Bolçi’nin Katkılarıyla, Bolu Olay Gündem Gazetesi Konuşan Yazılar
Bir yanıt bırakın