Yazıyı Meryem Coşkunca’nın sesinden dinlemek için videoyu çalıştırın…
Bir zamanlar, ormanın derinliklerinde küçük bir kaplumbağa topluluğu yaşardı. Bir gün, kaplumbağalar arasında büyük bir yarış düzenlendi. Yarışın amacı, uzaklardaki yüksek bir tepeye tırmanmaktı. Bu tepe, yüksekliği ve zorluklarıyla bilinir, birçok hayvan tarafından ulaşılamaz olarak görülürdü.
Yarış günü geldiğinde, tüm kaplumbağalar start çizgisinde toplandı. Yarış başladığında, kaplumbağalar tepeye doğru yavaşça ilerlemeye başladılar. Ancak yarış boyunca diğer hayvanlar ve bazı kaplumbağalar, “Bu tepe çok yüksek, başaramazsınız!” diyerek onları caydırmaya çalışıyordu.
Kaplumbağaların çoğu, bu olumsuz seslerden etkilenerek yoruldu ve pes etti. Fakat içlerinden biri, ne söylenirse söylensin kararlılıkla tırmanmaya devam etti. Diğer hayvanlar ve kaplumbağalar ona “Bu imkansız, niçin uğraşıyorsun?” diye bağırmaya devam ettiler. Ancak küçük kaplumbağa, hiç durmadan tırmanmaya devam etti ve sonunda tepenin zirvesine ulaştı.
Diğer kaplumbağalar ve hayvanlar şaşkınlık içinde bu küçük kaplumbağanın nasıl başardığını merak ettiler. Gazeteci kaplumbağalar hemen birinci olan ve vazgeçmeyen küçük kaplumbağanın yanına gitti. Soru sormak için seslendiklerinde, tepeye ulaşan kaplumbağanın yanıt vermediğini fark ettiler. “Ne kadar kendini beğenmiş, yanıt bile vermiyor,” diye düşündüler. Sonunda, gazetecilerden biri küçük kaplumbağanın omzuna dokununca gerçek ortaya çıktı. Kulakları duymadığı için diğerlerinin olumsuz yorumlarını duymamış ve sadece hedefe odaklanmıştı.
Bu düşündürücü öykü, anlatmak istediklerime çok benziyor. Günümüzde insanlar öyle bir hale geldi ki, iyi bir şey yapmaya çalışanları bile olumsuz eleştirilerle durdurmaya çalışıyorlar. Bazen, tıpkı öyküdeki kaplumbağa gibi, olumsuz yorumlara sağır olup hedefimize odaklanmak en iyisi oluyor.
Beni tanıyanlar belki gülümseyerek “Onur, senin vazgeçtiğini hiç görmedik” diyeceklerdir. Kafama koyduğum her şeyi yapmak için elimden geleni yapıyorum, ama bazı durumlar gerçekten moral bozucu olabiliyor. Hele bir de engelleri aşmaya çalışırken, destek olması beklenen bazı kişiler engel çıkardığında, bu durum daha da üzücü oluyor.
Geçen hafta yaşadığım bir olayı paylaşmak istiyorum. Birkaç hafta önce “Engelsiz Tamirhaneye Engel Olmayın” başlıklı bir yazı yazmış ve yetkililerden destek istemiştim. O günden bu yana, Engelsiz Tamirhane projesi üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Sağ olsunlar, Bolu Belediyesi yetkilileri ve diğer ilgili kişiler yazıyı okuyunca bizimle iletişime geçtiler. Projeyle ilgili toplantılar düzenledik ve bu süreçleri paylaştığımız için teşekkür mahiyetinde sosyal medyada bazı paylaşımlar yapıldı.
Ancak, bu paylaşımların altına, projeye zarar verebilecek bir yorum geldiğini fark ettim. Yorumu yazan da bir sivil toplum kuruluşu temsilcisiydi. Kendisine, “Bu proje tamamen gönüllü hocalarımızın katkılarıyla yürütülüyor, hiçbir maddi beklenti yok. Gelin, destek olalım ve bu projeyi birlikte geliştirelim,” diye yanıt verdim.
Ne yazık ki, sivil toplum kuruluşu temsilcisi ile gönüllü hocalar arasında hoş olmayan bir tartışma yaşandı. Yorumu dikkatlice incelediğimde, çelişkilerle dolu olduğunu fark ettim. Daha sonra, özel bir görüşme yaparak yorumu yazan sivil toplum kuruluşu temsilcisi ile konuştum. Konuşmanın detaylarını paylaşmam etik olmaz, fakat bana Bolu Belediyesi’nin zaten böyle bir çalışması olduğunu ve yakında hayata geçeceğini, yani benim uğraşmamın gereksiz olduğunu söyledi.
Bu bilgiyi teyit etmek için Bolu Belediyesi yetkilileriyle görüştüm. Yetkililer, “Evet, böyle bir fikir daha önce konuşulmuştu ama somut bir hazırlık yoktu. Sen gündeme getirmeden önce ciddi bir çalışma başlamamıştı,” dediler.
Bu olay bana bir şeyi tekrar gösterdi: Destek olması beklenen bazı kişiler, bazen yapıcı olmak yerine önümüze engel koyabiliyorlar. Oysa, burada önemli olan kimsenin bireysel çıkarları değil, engelli bireylerin hayatını kolaylaştıracak projelerin hayata geçmesi. Gerçekten iyi bir şey yapmaya çalışırken karşılaştığımız olumsuzluklara rağmen, hedefimize odaklanmalı ve yılmadan devam etmeliyiz.
Beni yanlış anlamayın, amacım kimseyi kırmak ya da kızdırmak değil. Bizler gece gündüz bu proje için düşünüyor, var olan sistemi geliştirerek Bolu’ya engelleri aşabileceğimiz bir merkez kazandırmak için çaba harcıyoruz. Ancak, yapıcı olmak yerine tamamen yıkıcı eleştiriler görmek üzücü. Buna rağmen, biz işin peşini bırakmayacağız. Küçük kaplumbağa gibi, engelleri görmeyecek ve kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Engelsiz Tamirhane, Bolu’ya kazandırılacak ve bu, hepimizin başarısı olacak.
Yazan: Onur Ustaoğlu – Seslendiren: Meryem Coşkunca – Bolçi’nin Katkılarıyla Bolu Olay Gündem Gazetesi Konuşan Yazılar…
Bir yanıt bırakın